Sarı nokta hastalığı çağımızda giderek daha fazla önem arz etmektedir. İnsan ömrünün uzaması,hastalığın
daha fazla görülmesini de beraberinde getirmiştir. Adından da anlaşılabileceği üzerebu bir yaşlanma hastalığıdır.
Tanıda kullanılan cihazların gelişmesi, İntra Vitreal ANTİ VEGF(göz içi sıvısına anti vasküler endotelyal büyüme faktörü)
enjeksiyonu ve mikronütrisyontedavilerindeki gelişmeler biz göz hekimlerinin giderek daha fazla zamanımızı bu
hastalığa ayırmamızı zorunlu kılmıştır.Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’nda genetik faktörlerin etkisi bilimsel
olarak kanıtlanmakla birlikte sistemik olarak dejeneratif sonuçlar doğuran “hipertansiyon” ve “diabet (şeker hastalığı)”
olan hastalarda daha fazla ve daha erken yaşlarda görüldüğünü belirtebiliriz.
Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta Hastalığı) birbirine geçişler göstermekle birlikte iki tip olarak incelenir;
1 – KURU TİP (YBMD)
Yavaş ilerler, nispeten görme seviyeleri daha iyidir. Mikronütrisyon uygulamalarıyla hastalığın durdurulabildiği veya en
azından yavaşlatılabildiği kanıtlanmıştır. Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu hastalarının %85’ini Kuru Tip YBMD oluşturur.
Mikronütrisyon; hastanın her gün düzenli olarak lutein ve zeaksantin doğal maddelerini hap olarak alması durumudur.
Bu tarz hapların içeriği tamamen bitkiseldir ve vücutta birikerek yan etki oluşturmazlar.
2 – YAŞ TİP (YBMD)
Yaş tip Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu oldukça hızlı ilerler. Bu yüzden sık takip ve muayene önemlidir. Takip ve
tedavi gereğince yapılamazsa görme seviyeleri hızla kötüleşir. Tedavide mikronütrisyon yetersiz kalır. Özellikle makuler
OCT takipleri ve aktif dönemlerde ANTİ VEGF enjeksiyonları uygulanmalıdır. Göz içine yapılan bu ilaç tedavilerinin
olumlu sonuçları, görme seviyelerinin yeniden artması mümkündür. Hastaların bu tür takip ve tedavilere bağlı
kalmaları amacıyla hastalıkları, yapılan işlemler ve gelişmeler anlatılmalıdır.